Xnovate Circle, 19-1
Nehir Gülşen Boyacıoğlu
Türkiye’de inovasyon alanında çalışan çok başarılı şirketler var fakat genel bir kanı olarak bunu şu anda tam anlamıyla başaramıyoruz. Gözlemlenen ana problemlerden bahsetmek gerekirse en önemlisi, inovasyon kelimesinin her alanda kullanılması ama iş bunu hayata geçirmeye geldiğinde beklentilerin karşılanamamış olması. Fikir bulmada, yeni proje geliştirmede, bir süreci optimize etmede hiçbir problem yaşamıyoruz. Bu süreç her seviyedeki çalışan için genelde eğlenceli bir aktivite haline dönüşebiliyor. Yaratıcılığımızı kullanıyoruz; renkli post-it’ler her zaman çok tatlı! Ama iş aksiyon almaya geldiğinde birçok problemle karşılaşıyoruz.
Kurumsal şirketlerde çalışanlardan inovatif düşünmeleri bekleniyor, fikir ve proje yarışmaları yapılıyor, optimizasyon cesaretlendiriliyor, kurum içi girişimcilik tetiklenmeye çalışılıyor, hatta ödüller koyuluyor. İsteği perçinlenen ve motive olan çalışan hevesle bir fikir ya da proje üretiyor ama sonra ya kaynak olmamasından ya da sürekli bir üstten onay alma gerekliliğinden dolayı çok vakit kaybediliyor ve sonucunda yapılamıyor. Yapıldığı durumda ise çizilen vizyon her gün yapılan operasyona kadar aktarılamıyor. Ne yazık ki süreç iyi yönetilemiyor.
Girişimlerde ise inovasyon zaten işin merkezinde. Fakat burda da düşünüleni hayata geçirmekte büyük zorluklar yaşanıyor. Kurumların aksine bazı süreçlerde hiyerarşik piramidin belli olmaması işlerin düşünüldüğü gibi ilerlememesine neden olabiliyor. Belirsizlik üstüne belirsizlik yaşamak motivasyonu kırabiliyor ve kötü son: Herkes ayrı yöne kürek çekmeye başlıyor…
Yani hayal gücünden ayrılıp gerçek hayata dönmek ve bir de belirsizlikler içinde o hayali gerçekleştirmeye çalışmakta zorlanıyoruz. O hayalin somutlaşması, kırılımlarla gerçek işlere dönüşmesi, herkesin aynı sayfada olması ve büyük bir disiplinle aynı yönde gitmesi gerekiyor. Değişiklikler olduğunda aynı hızla rotayı diğer yöne çevirebilmek gerekiyor. Birçok inovasyon projesinin gerçekleşememesinin altında yatan en önemli sebeplerden biri bu: Bir hayali, dinamik ve yaşayan bir projeye dönüştürememek.
A noktasından B noktasına çok belirsiz bir yoldan gideceğiz ve hatta yola B’den daha iyi destinasyonlar keşfetme ihtimaliyle çıkacağız. Belki de kullandığımız araç tipi değişecek, yola çıktığımız insanlar değişecek. Henüz hiçbir şey bilmiyoruz ama sadece ulaşmak istediğimiz yerin genel bir hayali var kafamızda. İşte bu noktada navigasyonun, kaptanın, yani liderin önemi ortaya çıkıyor. Tabi ki kurum kültürü, kaynaklar vs. gibi etkenler de inovasyonun gerçekleşip gerçekleşmemesinde büyük rol oynuyor, fakat bu yazımda inovasyon bariyerlerini mümkün olduğunca kaldırabilmesi gereken liderlerin önemine değineceğim.
Uzun yıllardır liderlik tanımını belli kalıplara sığdırıyoruz; hatta genelde ana iki kategoriye bölüyoruz. Bazıları daha vizyoner olur, yaratıcılığını kullanarak stratejilerle uğraşır. Bazıları ise süreç yönetimi yeteneklerini kullanarak operasyonun mükemmel işlemesini sağlar. Bu liderler alışkın oldukları işlerle ilgili kararlar verirler ve yanlışlar içinden doğru cevabı ararlar. Onlar için önemli olan bir an önce belirsizliği kaldırıp sonuca ulaşmak.
Fakat söz konusu inovasyon olduğunda bu liderlik çeşitlerinin dışında başka bir şeye ihtiyacımız olduğunu fark ediyoruz ama nasıl yapacağımızı bilemiyoruz. İnovasyonu bildiğimiz liderlik tanımlarıyla yönetmeye çalıştığımızda birçok problemle karşılaşıyoruz. Çünkü yeni bir kavram olan ‘İnovasyon Liderliği’ aynı zamanda birçok yeteneği, kaynağı ve işbirliğini gerektiriyor.
Vizyon ve stratejiyi anlayıp, bunu kırılımlarla taktik, yürütme ve operasyona dönüştürmesi ve bu arada motivasyonu yüksek tutması gereken inovasyon liderinin işi gerçekten zor. Çünkü kendisi de her gün daha önce deneyimlemediği işlerle karşılacak, daha önce vermediği kararları vermek zorunda kalacak, ekibi maksimum verimde tutarak hedefe kilitlenecek. Üstelik inovasyon liderleri bunu belirsizliklerle dolu bir ortamda yapmaya çalışacaklar. Global PwC anketine* göre liderlerin sadece %8’i hem strateji hem operasyonda başarılı. Ama başarılı olduğunda da daha önce yapılmamış bir işi birlikte başarmış olmanın verdiği keyfi hep birlikte kutlayacaklar.
Bu senaryonun olabilmesini sağlayan yani Strategy-to-Execution Gap’i kapatabilen inovasyon liderleri; farkındalığı yüksek, güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilen, egosunu yönetebilen, yüksek muhakeme yeteneğine sahip ve her zaman daha fazlasını arayan kişiler. Sahip oldukları özellikleri ve tutumlarını aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:
Yeni bir projeye başlayacaksanız ve iyi bir inovasyon lideri olmak istiyorsanız ilk atılması gereken adımlarla ilgili birkaç ipucu:
Her zihin uygun koşullar sağlandığında ve doğru bir şekilde yönlendirildiğinde, inovatif fikirlerin doğuş noktası haline gelebilir. İnovasyon süreçlerini iyileştirmek isteyen ve yenilik arayışı içerisinde olan şirketlerin öncelikle bir takım ‘lider’ine ihtiyacı var. Doğru bir lider ve çevik bir ekip şirketin tüm süreçlerine ve sorunlarına yeni bir çözüm getirebilir.
KAYNAKLAR
Diğer Yazılar